Ted Dekker okumadan yaşanır mı bilmiyorum demiştim ,evet... Şuan bitirdim kitabi ve tarifi imkansız duygular içindeyim .
Konusu ; Yıllar önce Bosna savaşı sırasında annesi ve iki kız kardeşinin tecavüz edilerek öldürülmesine şahit olan bir rahibin ve ailesi tarafından bile sevilmemiş uyuşturucu bağımlısı genç bir kızın yollarının kesişmesini anlatıyor.
Spoiler içerebilir .
Rahip tanrının adaletini sağlamak için kendi yargılamasını kendi yapıyor.Kötü insanları bulup onları incilde bulunan kriterler dahilinde yargılıyor ve cezalandırıyor.
Genç kız ise sokak ortasında ölmek üzereyken Lamont Mayers adında zengin bir adam tarafından kurtarılıp onunla yaşamaya başlıyor.
Yolları kesişen rahip (Danny) ve genç kız (renee) başlarda sıkı bir ikili oluşturuyorlar ama işler bir süre sonra sarpa sarmaya başlıyor.
Sonu beni ters köşeye yatırdı açıkcası.Kişiler iyilik ve saplantı derecesinde kötülük bakımından tahmin edilebilir olsa da heyecan yüklü bir kitaptı.Lamont Mayers'in sonunda kim olduğunu öğrendim. Başlarda "acaba bu mu,yok canım kaşı gözü farklı değildir " desemde şüphelerimde haklıymışım.
Tek üzüntüm kitabın erken bittiğini düşünüyor olmam.Günümüzde sayfa ya da kitap sayısı artsın diye lafı uzattıkça uzatan yazarlara karşın , Ted Dekker gibi efsaneler neden kısa keser anlamıyorum. En sonunda ne yaptılar ,şuan Renee ve Danny napıyor,iyiler mi yoksa öldüler mi ? Merak merak ... 😃
Bir kitap bir evren
20 Haziran 2015 Cumartesi
Ted Dekker - Adaletin gizli mezarlığı yorumum
4 Haziran 2015 Perşembe
Aşk Başka Evde - Sinan Akyüz kitap yorumum
Sinan Akyüz'ün okuduğum ilk kitabi oldu ama bence son kitabı olmayacak . Akıcı dili sayesinde 2 günde bitirdim.
Bazı kitaplar sizi alır başka yere götürür. Bu kitap beni başka yere götürmedi,bana birsürü insan getirdi.Çevremdeki insanların hayatını izler gibi bir deneyimdi.
Gözüme batan tek şey cümle aralarinda çok sık kullanılan ,durum belirten kelimelerdi. Örnek verecek olursam ;
-"Abi" dedi utana sıkıla "vallahi ustam beni bekliyor"
-"Anlaşılan"dedi zeynel,"bu sabah açlık başına vurdu senin"
-"Çomar"dedi Saruhan "Tam üç yıldır benimle birlikte"
Yazar bu tarzı neredeyse her cümlede kullanmış. Görmemeye çalıştım. Bunun dışında konuya hayran kaldım,karakterleri çok sevdim. Yalnız kitabin girişinde yazılan "Metres yuva yıkan mıdır,yoksa yuvayı ayakta tutan mı?" sorusuna verdiğim cevap hala değişmedi.
Benim fikrim; metresin yuvayla bir alakası yoktur. Yuvayı yıkan ya da yuvayı kurtaran herzaman eşlerdir.
Eylüle çok üzüldüm ama kesinlikle hak vermedim. Olaylar seni bir yere kadar getirebilir fakat devam etmek ya da orada bırakmasını bilmek tamamen kişinin karakter gücüyle alakalıdır bence.
En sevdiğim karakter Kürşat oldu. Bazen güldürdü bazen düşündürdü hatta bazende kızdırdı 😃 Okuduğu şiirler de çok hoştu . Yorumumu Kürşat'tan bir kaç alıntıyla bitireyim.
💜 Şu yalnızlık
Öyle garip ki
Bazen gün olur
Tadına doyum olmaz
Bazen de gün olur
Katlanmak mümkün olmaz
Ve bunun anlamını ise
Yalnız yaşamayan anlayamaz...
💜Alıp seni oturttum içime
Hem de baş köşesine
Ama ne fayda
Hayatım bir yerde
İçim başka bir yerde ...
2 Haziran 2015 Salı
Taht Oyunları George R. R. Martin Kitap Yorumum
- Locus Ödülü – En İyi Roman (Fantezi) 1997
- Ignotus Ödülü – En İyi Roman 2003