Bir kitap bir evren

Bir kitap bir evren

23 Ağustos 2015 Pazar

Yabancı / Kitap yorumum

Yabancı / Melissa Landers
Go! Kitap
Sayfa sayısı:  423




          Uzaylılar insanlarla iki yıl önce bağlantı kurdu.Şimdi de Dünyalı Cara Sweeney, ailesiyle onlardan birini misafir etmeye hazırlanıyor.

          Gezegenler arası öğrenci değişim programı kapsamında evinde L' eihrli bir lise son sınıf öğrencisini ağırlamaya hazırlanan Cara, bu sayede hayallerindeki üniversiteye ücretsiz gidebilecek hem de o gizemli L' eihrliler hakkında gazetecilerin uğruna öleceği bilgiler edinecektir.L' eihrli öğrenci Aelyx 'in, ayakları yerden kesen yakışıklılığı da cabası.


          Ama işler hiç de düşündüğü gibi yolunda gitmeyecektir, çünkü Aelyx'i okulda istemeyenler de vardır ve sayıları hiç de az değildir.Tehdit mektupları almaya başlayan Cara bir süre sonra Aelyx ile okula polis eşliğinde gitmek zorunda kalacaktır.


           Okuldaki herkes tarafından dışlanan Cara'nın artık tek arkadaşı Aelyx'tir.Üstüne üstlük Cara ona sırılsıklam aşık olmuştur.Öte yandan Aelyx'in de ölümcül sonuçlar doğurabilecek sırları vardır.Büyük bir twhlikeyle karşı karşıya kalan Cara hem kendisinin ve sevdiği çocuğun hayatı hem de gezegeninin geleceği için bir ölüm kalım savaşı vermek zorundadır.




             Go! Kitabın kapaklarına hayran kalmayan yoktur herhalde.  Mıknatıslı kapakları harika.Kitabımı çantama vicdanım rahat bir şekilde yerleştirebiliyorum. 😀 

              Ayrıca kapakta kullanılan kız ve çocuğa dikkatli bakarsanız bence kız Uzaylı erkek gayet Dünyalı gibi. 😀 



               2.günde okuduğum ender kitaplardan. Bir solukta hem bitsin hem bitmesi istedim. Sürükleyici bir roman.Ayrıca Aelyx ' e hayran kalacaksınız. Dünya'ya ilk geldiğinde ruhu çekilmiş gibi olsa da ortama uyum sağlıyor merak etmeyin. 😀

                Yazarın bazı betimlemeleri beni benden aldı. Yer yer güldüğüm, eğlendiğim bir roman oldu.ikincisini kesinlikle alacağım. 👍 Ayrıca film olsada izlesek . 😀  




      Kitapta sevdiğim bazı dialoglar ;








-Bence kadın ruhunu evde nırakmış.Belki de ruhu ayakkabılarına uymamıştır.








-Seveceğin birşeyler bulacağım ya da bu yolda öleceğim.L' eihr gezegenini ziyaret etme sırası bana geldiğinde sen de iğrenç, sahte gözleme pişirirsin,ödeşiriz.
        


13 Temmuz 2015 Pazartesi

Michael Connelly / Beşinci tanık



Harika Harika Harika !!!
Uzun zamandır ilk defa beni bu kadar şaşırtan ,mutlu eden bir kitapla karşılaştım. İyiki almışım ve iyiki okudum dediğim ender kitaplardan biri oldu. Daha önce yazarın başka kitabını okumadığım için içimde şüphe kırıntıları vardı.Belki çok sıkıcıdır diye erteledim durdum. Ama hiçte öyle olmadı .Heyecanımı ve mutluluğumu kaybetmeden ,sıcağı sıcağına yazımı yazıyorum :)
Bu nasıl bir kurgudur,nasıl zeki bir yazardır şaştım kaldım. Yazarın diğer kitaplarını da alıp,müptelası olacağım resmileşmiş oldu.
Arka kapak yazısından biraz alıntı yapayım;
"Avukat Haller'ın işleri artık eskisi kadar iyi gitmemektedir. Yeterince ceza davası alamadığı için , uzmanlık alanını genişletip ,icra davalarına bakmaya başlar. Kaderin tuhaf bir cilvesiyle ,müvekkillerinden biri , evine haciz koymak isteyen bir bankeri öldürmekle suçlanır ve Haller onun davasını üstlenir. "

    Kitabın neredeyse tamamı mahkeme salonunda geçiyor. Davalı Lisa'nın ayakkabısında maktulün kanı bulunuyor ama ortada büyük bir sorun var.
1.70 boyunda bir kadın,1.92 boyunda bir adamı,arkadan saldırmak suretiyle başının tam tepesinden çekiçle nasıl öldürebilir ?
Savcı jüri üyelerine delillerle suçun sabit olduğunu ispatlamaya çalışırken ,savunma avukatı Haller bunun imkansız bir teori olduğunu ve müvekkiline tuzak kurulduğunu savunuyor.Savcı ve avukat arasında inanılmaz bir düello yaşanıyor. Sonuç mu? Bence mutlaka okuyun ve görün :)
Kitabın neredeyse tamamının duruşma salonunda geçmesi emin olun sizi sıkmadığı gibi,içine çekecek. Ben kendimi avukatın yerine koyup, sürekli fikir yürütüp komplo teorileri ürettim ve inanılmaz eğlendim. Kitap bitip de kapağını kapadığım da sevinç çığlıkları atmaya başladım ki ,saat o sırada sabaha karşı 03:00 dü.
Yazar kitabında hiçbir boşluk bırakmamış,en ince ayrıntıya kadar her şeyi açıklamıştı. Tek bir açık ya da hata bulamadım ( benimde yeteneğim film ve kitaplarda hatalar ve açıklar bulmaktır . :) ) Ben bu kitabı ve yazarı çok çok sevdim.Tavsiyemi dikkate alıp okursanız siz de seveceksiniz ;)


5 Temmuz 2015 Pazar

Kitap alış-verişim

Merhaba! :)
Öncelikle bu yazıyı birkaç gün önce yazmak ıstedım ama fırsatım olmadı :(
  Tatilden yeni döndüm.Döner dönmez hemen yazımı ekledım :)
   Kurucunun kızı ınsert ındırımı 17.25
   Diğerleri 9.90
Okumak ıstedıgım kitaplar çok uygun fiyata denk geldi.Hala devam ediyor mu bilmiyorum ama bir bakın derim :)
Kipa markette klasikler 5tl. Ordan da 2 klasik aldım . :) Okumaya başladım.Bitince onları da bloğuma ekleyeceğim .


20 Haziran 2015 Cumartesi

Ted Dekker - Adaletin gizli mezarlığı yorumum

       Ted Dekker okumadan yaşanır mı bilmiyorum demiştim ,evet... Şuan bitirdim kitabi ve tarifi imkansız duygular içindeyim .
       Konusu ; Yıllar önce Bosna savaşı sırasında annesi ve iki kız kardeşinin tecavüz edilerek öldürülmesine şahit olan bir rahibin ve ailesi tarafından bile sevilmemiş uyuşturucu bağımlısı genç bir kızın yollarının kesişmesini anlatıyor.

   Spoiler içerebilir .

      Rahip tanrının adaletini sağlamak için kendi yargılamasını kendi yapıyor.Kötü insanları bulup onları incilde bulunan kriterler dahilinde yargılıyor ve cezalandırıyor.
      Genç kız ise sokak ortasında ölmek üzereyken Lamont Mayers adında zengin bir adam tarafından kurtarılıp onunla yaşamaya başlıyor.
      Yolları kesişen rahip (Danny) ve genç kız (renee) başlarda sıkı bir ikili oluşturuyorlar ama işler bir süre sonra sarpa sarmaya başlıyor.
      Sonu beni ters köşeye yatırdı açıkcası.Kişiler iyilik ve saplantı derecesinde kötülük bakımından tahmin edilebilir olsa da heyecan yüklü bir kitaptı.Lamont Mayers'in sonunda kim olduğunu öğrendim. Başlarda "acaba bu mu,yok canım kaşı gözü farklı değildir " desemde şüphelerimde haklıymışım.
      Tek üzüntüm kitabın erken bittiğini düşünüyor olmam.Günümüzde sayfa ya da kitap sayısı artsın diye lafı uzattıkça uzatan yazarlara karşın , Ted Dekker gibi efsaneler neden kısa keser anlamıyorum. En sonunda ne yaptılar ,şuan Renee ve Danny napıyor,iyiler mi yoksa öldüler mi ? Merak merak ... 😃


4 Haziran 2015 Perşembe

Aşk Başka Evde - Sinan Akyüz kitap yorumum

Sinan Akyüz'ün okuduğum ilk kitabi oldu ama bence son kitabı olmayacak . Akıcı dili sayesinde 2 günde bitirdim.
       Bazı kitaplar sizi alır başka yere götürür. Bu kitap beni başka yere götürmedi,bana birsürü insan getirdi.Çevremdeki insanların hayatını izler gibi bir deneyimdi.
       Gözüme batan tek şey cümle aralarinda çok sık kullanılan ,durum belirten kelimelerdi. Örnek verecek olursam ;
    -"Abi" dedi utana sıkıla "vallahi ustam beni bekliyor"
   -"Anlaşılan"dedi zeynel,"bu sabah açlık başına vurdu senin"
   -"Çomar"dedi Saruhan "Tam üç yıldır benimle birlikte"

           Yazar bu tarzı neredeyse her cümlede kullanmış. Görmemeye çalıştım. Bunun dışında konuya hayran kaldım,karakterleri çok sevdim. Yalnız kitabin girişinde yazılan "Metres yuva yıkan mıdır,yoksa yuvayı ayakta tutan mı?" sorusuna verdiğim cevap hala değişmedi.
           Benim fikrim; metresin yuvayla bir alakası yoktur. Yuvayı yıkan ya da yuvayı kurtaran herzaman eşlerdir.
           Eylüle çok üzüldüm ama kesinlikle hak vermedim. Olaylar seni bir yere kadar getirebilir fakat devam etmek ya da orada bırakmasını bilmek tamamen kişinin karakter gücüyle alakalıdır bence.
            En sevdiğim karakter Kürşat oldu. Bazen güldürdü bazen düşündürdü hatta bazende kızdırdı 😃 Okuduğu şiirler de çok hoştu . Yorumumu Kürşat'tan bir kaç alıntıyla bitireyim.



      💜 Şu yalnızlık
             Öyle garip ki
             Bazen gün olur
             Tadına doyum olmaz
              Bazen de gün olur
              Katlanmak mümkün olmaz
              Ve bunun anlamını ise
              Yalnız yaşamayan anlayamaz...



          💜Alıp seni oturttum içime
               Hem de baş köşesine
               Ama ne fayda
               Hayatım bir yerde
               İçim başka bir yerde ...


2 Haziran 2015 Salı

Taht Oyunları George R. R. Martin Kitap Yorumum

                Yazarı George R. R. Martin olan , Epik Fantezi Roman serisi Buz ve Ateşin Şarkısı'nın ilk kitabı "Taht Oyunları" .Kitap farklı karakterlerin ağzından anlatılıyor ve birçok olay örgüsüne sahip.Bölüm başlıkları ,bakış açısına sahip karakterin adından oluşmaktadır.Kitapta ejderhalar ,büyücüler,kehanetler,warglar ve doğa üstü güçler var.Asıl tehlikenin tahtı kazanmak ya da kaybetmek olduğunu düşünmeyin.Asıl teklike on yıllarca sonu gelmeyen amansız bir kış. Stark'ların bir sözü vardır "Winter is coming" .En azından kuzeyin eski kralları,şimdiki lordları asıl tehlikenin farkında :)
                 Benim favori karakterim ilk kitapta Eddard Stark 'tı .Artık Son kitaba yaklaştığım,kurgular ve olaylar çok büyük bir hızla değiştiği için favorilerimde değişti :)

              Benim en sevdiğim serilerden biri. Ayrıca dizisinin sıkı bir takipçisiyim :)  Kitaplara puan vermeyi sevmem çünkü; aynı kitabı okuyan 2 insan ,farklı şeyler algılayabilir ama bu seriye başlarsanız soluksuz okuyacağınıza eminim . Kontrolünüz dışında gelişen olaylar örgüsünün içine düşeceksiniz :) Kitaptan bazı alıntılarla ilk yorumuma veda edeyim .



            ***"Eğer taht oyunu oynuyorsan ya kazanır ya ölürsün. Hiçbir orta yol yoktur."  (Cercei Lannister)


                    ***"Eğer birini ölüme mahkum ediyorsan gözlerinin içine bakıp son sözlerini duyacak kadar cesaretinin olması gerekir." (Eddard Stark)


        Aldığı ödüller;


- Locus Ödülü – En İyi Roman (Fantezi) 1997
Ignotus Ödülü – En İyi Roman 2003